PİRHA-Hüseyin Karababa’nın, Sivas Madımak Katliamı’nda hayatını kaybeden kardeşi Gülsün Karababa’nın isminin, katliam sanığı iki kişiyle aynı tabelada yer almasına karşı Danıştay’a yaptığı itiraz kabul edildi. Karababa, “Önümüzdeki dönemde Madımak’a gideceğim. Eğer kardeşimin ismi oradan sökülmemiş ise kendi elimle sökeceğim, bu ucube yeri anlamsızlaştıracağım ve onların projelerini bozacağım” dedi.
2 Temmuz 1993 Sivas Madımak Katliamı’nda kardeşi Gülsün Karababa’nın isminin katliam sanığı iki kişinin ismiyle aynı tabelaya yazılmasını “suç” olarak niteleyen Hüseyin Karababa, kardeşinin isminin tabeladan kaldırılmasını talep etmişti. Sivas Valiliğine karşı açtığı davayı Danıştay’a taşıyan Karababa’nın talebi haklı bulundu ve Karababa davayı kazandı.
Sivas’ta Bilim ve Kültür Merkezi’ne dönüştürülerek yeniden açılan Madımak Oteli’nin lobisinde asılan panoda katliamda ölenlerle birlikte, katliamcı iki kişinin isminin de yer almasına tepki gösteren Hüseyin Karababa, durumu geçtiğimiz yıllar yargıya taşıdı. Katliamda yaşamını yitirenlerden biri olan Gülsün Karababa’nın ağabeyi Hüseyin Karababa, Sivas Valiliği’ne “kardeşimin ismini oradan kaldırın” talebiyle Sivas İdare Mahkemesi’ne başvurmuştu.
Hüseyin Karababa, 16 Şubat 2012’de talebinin reddedilmesi üzerine Danıştay 17. Dairesi’ne itirazda bulundu. Burada da talebi karşılanmayan Karababa, Danıştay’a tekrar başvuruda bulundu. Danıştay 8. Dairesi’nde görülen davada Karababa’nın haklı olduğuna karar verildi. Danıştay 8’inci Dairesi Karababa’nın lehine verdiği kararı oy çokluğuyla aldı.
Konuyla ilgili PİRHA‘ya konuşan Karababa, AKP’nin 2010’la birlikte “Alevi Açılımı” adı altında yürüttüğü süreçte, katillerle katledilmişleri bir araya getirmek istenmesine karşı çıktığını belirterek, dava sürecine dair şunları ifade etti:
“2012 yılında Bölge İdare Mahkemesi‘ne başvurarak, kardeşimin isminin katillerin yanından çıkartılmasını talep ettim ve Sivas Valiliği’ne karşı dava açtım. Sivas’ta ben davayı kaybettim, kaybettirdiler. Ardından Yargıtaya başvurdum. Sonuç lehime çıktı. Kesin karar vermiş ve demiş ki Hüseyin Karababa haklıdır. Önümüzdeki dönemde de gidip sökülmüş mü, sökülmemiş mi? diye bakacağım. Eğer kardeşimin ismi oradan sökülmemiş ise kendi elimle sökeceğim, bu ucube yeri anlamsızlaştıracağım ve onların projelerini bozacağım.”
“EMSAL KARAR VAR; AİLELER GİDİP DAVA AÇMALI”
“Benim içim nasıl yanıyorsa en azından onların içi de o kadar yanıyordur. Ben ne kadar duyarlıysam en az onlar da o kadar duyarlı olmaları gerekir” diyen Karababa, “Diğer ailelere de söyledim, Onlarda yapılması gerekenleri yapmaları lazım. Ben şu kağıdı almak için 10 yıldır savaşıyorum. Madımak’ın dışına otobüslerimizi kuruyoruz, konuşmalarını yapıyoruz ama Madımak’ın içi ile ilgili bizim hiçbir yetkimiz, hiçbir etkimiz yok. O zaman Madımak içerisinde bizim etkimiz ve yetkimiz görünsün. Buradan da bütün diğer ailelere sesleniyorum. Ailesini, çocuğunu kaybedenlere sesleniyorum; emsal karar var, Bölge İdare Mahkemesi‘ne gidin, çocuklarınızla ilgili bir dava açın, ortada 10 yıldır uğraşmış bir adam var. Bir de bana teşekkür etsinler, bunu bekliyorum. Aleviler, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği bana teşekkür etmeli” ifadelerini kullandı.
Cebrail ARSLAN/ANKARA