UĞUR KAYNAR

UĞUR KAYNAR


Uğur Kaynar (1956)

Sivas’ın Zara ilçesinde doğan Uğur Kaynar, yumuşak ve içe dönük şair kişiliğiyle Ankara’daki aydınların ve sanatçıların özgün bir parçasıydı. Şiir mayasını oluşturan öğeler, onun yaşam biçimine içtenlikle yansımıştı: Önce Zara! Kalabalık bir ailenin altıncı çocuğu olarak bu ilçede geçen çocukluk ve ilk gençlik yılları, Zara Meslek Lisesi, uçsuz bucaksız bozkırlar, yalnızlık, ama öte yandan sınırsızlığı simgeleyen ışık dolu mavisiyle gökyüzü… Sonra annesinin ölümü! Bu olay onu derinden etkilemiş, uzun yıllar peşini bırakmamıştı.

Annesinin ölümü üzerine 1970’de Ankara’ya yerleşti. Öğrenimini sürdürmek umudundaydı. Zorlu yaşam koşulları yüzünden öğrenimini yarıda bırakı. Ahşap oyuncak yapımı, video kaset satımı gibi çeşitli işlerle uğraştı. Sonra da cezaevi! Babasının öldüğü 1980 yılında, bir “demokrasi kavgacısı” olarak cezaevine girdi, iki yıl yattı.

1977’de evlenmişti. Cezaevine girdiği yine 1980’de kızı Elif, 1987’de ikinci kızı Ezgican doğdu.

Uğur Kaynar şiire daha ilkokul yıllarında gönül vermişti, ancak şiir sanatını incelemesi ve yapıtlarının ciddi ürünlere dönüşmesi 1980 sonrasıdır. İlk şiir kitabı “Çiçekler Halaya Durdu” 1988’de yayınlandıktan sonra, yaşam biçimi şiirle özdeşleşti. Bu yapıtını, kendi el yazısıyla basılan “Gizemya” (1990) ve “Aşkınam” (1991) izledi.

1990 yılında kurduğu “Elyazıları Yayıncılık” ile, yaşayan yedi ve bir ölmüş şairimizin kendi el yazılarıyla şiirlerini bastı.

Sivas’a gitmeden önce, dördüncü kitabı “Güncesika”nın basım hazırlıklarıyla uğraşıyordu. Uğur Kaynar, şiirlerinde aşkı, insan sevgisini ve güzelliği anlattı. Türkiye’de el yazısıyla kendi şiir kitabını yayımlayan ilk şairdi.

Anıtları


Yukarı Çık