Öldüğü belirtilen Sivas Katliamı sanıklarından Cafer Erçakmak’ın halen yaşıyor olabileceğine işaret eden avukatlardan Şenal Sarıhan “Bu davada çok kaygı içinde olduk. Çünkü suçluların sağlıklı biçimde aranmadığına şahit olduk” dedi. Geçmişte DNA testi için Erçakmak’ın mezarının açılıp yüzünü gördüğünü belirten Şenal Sarıhan, “Ancak fotoğraftakinden çok farklı bir görüntüydü” diyerek olaya dair şüphelerini anlattı.
“KATLİAMIN KIŞKIRTICILARINDAN BİRİYDİ!”
Sivas Katliamı davası avukatlarından Şenal Sarıhan, katliam sanıklarından Cefer Erçakmak’ın rolüne dair şu bilgileri paylaştı:
“Sivas Katliamında saldırganların Madımak Otelini ateşe vermesinin ardından sadece itfaiyenin müdahalesi ile 2 kişi kurtarılabildi. O isimlerden birisi Aziz Nesin’di. Aziz Nesin, itfaiye merdivenlerinden inmekte iken bu şahıs Aziz Nesin’i fark ederek merdivenlerden düşürmeye çalıştı. Ve Aziz Nesin oradan düşerek inebildi. Fakat sadece bununla sınırlı değildi Cafer Erçakmak’ın müdahalesi. Elimizdeki fotoğraflarda katliamın bütün aşamasında gayet net bir biçimde kendisinin olayın kışkırtıcıları arasında olduğu, yakanlar arasında olduğu açıkça görülüyordu. Ne yazık ki bu şahıs olaydan sonra yakalanmadı. Polis kayıtlarına göre o gün 15 bin kişi otel önünde biriktirilmişti. Bunların büyük bir kısmı Sivas dışından getirilmişti ve sadece Sivas’ta bulunanların bir kısmı yakalanıp mahkeme önüne getirildiler. Cafer Erçakmak Sivas’ta olmasına ve belediye meclisi üyesi olup çok tanınan bir insan olmasına rağmen ne yazık ki yargı önüne gelmedi.”
KIRMIZI BÜLTEN İLE ARANAN ERÇAKMAK’IN CENAZESİ EVİNDEN ÇIKMIŞTI!
Avukat Şenal Sarıhan, Erçakmak’ın izine 2009 yılında bir basın emekçisinin sayesinde ulaştıklarına dikkat çekti. DGM’de yürütülen bir davada Erçakmak ve 7 arkadaşı hakkında açılmış bir davanın olduğunu öğrendiklerini belirten Sarıhan, yaşanan süreci şu sözlerle anlattı:
“Bu yürüyen davayı tesadüfen öğrendik ve tam da o gün savcılık, Erçakmak hakkındaki davanın düşürülmesini talep etmişti. Bu son derece ilginçti. Hakkında idam istenen bir şahsın davasının savcılık tarafından düşürülmesi talep ediliyordu. Ardından biz davaya müdahil olduk. Ve bu dava 2011 yılına kadar devam etti. Aranan şahısların yakalanması ile ilgili kaygı ve kuşkularımız esas Erçakmak dosyasıyla daha da netleşti. Bu sıralarda Adalet Bakanlığı belli bir grup sanık için açıklama yaptı ve bu isimlerin Almanya’da olduklarına dair bilgi verdi. Sonrasında çok resmi diyebileceğimiz bir kanalla Erçakmak’ın Fransa’da olduğuna dair bir bilgi aldık. Fransa’daki adresini mahkemeye sunduk ve iadesini talep ettik. Ancak dava süresince bu talebimiz karşılanmadı.
Aranan şahıslar ile ilgili şöyle bir işlem olur; hem kırmızı bültenle aranmaktadır yurtdışına yazı yazılır hem de Türkiye’de olma olasılığına karşılık, özellikle de ikametgahında arama yapılır. Erçakmak’ın ikametgahında yapılan aramalarla ilgili her celse dosyamıza gelen belgeler onun evine gidildiği ve evinde bulunmadığına ilişkindi. Fakat sonra bir sabah bu sanığın evinde ölmüş olduğunu öğrendik. Bu bilgiyi veren de muhtemelen mezarlık müdürlüğü oldu. Kendisi bir sorumluluk almamak için ‘dayı’ diye yazılmış bir tahta üzerine gerçek adı yazılı olmayan bir mezarın olduğunu ve bunun da Erçakmak’ın mezarı olduğu bilgisi geldi. Bunun üzerine mezarın açılması talebinde bulunduk.”
“FOTOĞRAFLARA BENZEMEYEN BİR YÜZDÜ!”
Sarıhan, söz konusu kişinin Erçakmak olup olmadığı hususunda halen şüphelerinin olduğunu dile getirdi. “Gördüğüm kişinin yüzü çok fazla şişmiş bir durumdaydı” diyen Sarıhan, cemaatçi gurupların yargıya müdahale durumunu da işaret ederek şunları söyledi:
“Pir Sultan Abdal Derneği Sivas Şube başkanı arkadaşımızla mezarın açılması için hazır olduk. Doğal olarak ben bu şahsı tanımıyorum; mezar açıldı. Sivas Cumhuriyet Savcısı ve Erçakmak’ın oğlunu ve bir de zannediyorum bir muhtarı çağırdılar. DNA testi alındı. Ayrıca ‘Bu mudur?’ denildi. Vücutta epeyce şişme vardı. Yüzünü gördüm ama söylediğim gibi ben Erçakmak’ı tanımıyorum, sadece fotoğraflarını ezbere biliyorum. O fotoğraflara benzemeyen bir yüzdü. Çok fazla şişmiş bir durumdaydı. Bu sebeple kaygıya kapılmadım değil. Ama hani vicdanen söylemem gerekirse aradan 10 yıl geçmiş bu şahısla ilgili benim değil tıbbın o kişi olup olmadığı konusunda bir değerlendirme yapması gerekiyor. İlginç şeyler yaşandı, DNA testinin incelenmesi sırasında bir takım olumsuzluklar gündeme geldi. Raporlar gitti geldi gitti geldi, sonuç olarak bu şahıs olduğuna dair adli tıbbın bilgisi geldi ve dosya kapandı. O tarihler yine Fethullahçı grupların da önemli biçimde yargıda müdahalelerinin olduğu süreçler diye düşünüyorum. Bu benim için bir kaygıdır ama sonuç değildir. Elbette ‘O kişi Erçakmak değildir’ diyebilecek durumda değilim.”
“ADLİ TIP RAPORUNA RAĞMEN KUŞKULARIMIZ VARDIR”
Sivas Katliamı’nda yaşamını yitiren Gülsüm Karababa’nın ailesinin avukatı Coşkun Özgür Piroğlu, Erçakmak’ın öldüğüne inanmadıklarını belirterek, ölümünün araştırılması için Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe vermişti. Avukat Şenal Sarıhan ise gelişmeye dair şu açıklamayı yaptı:
“Bir avukat meslektaşımızın bu konuda bir ifadesi oldu. O ifade üzerine ben de ‘Evet bu davada çeşitli yakalanmalar konusunda kuşkularımız vardır. Erçakmak’ın gerçekten vefat edip etmediği noktasında adli tıp raporuna rağmen kuşkularımız vardır’ diye ifade ettim. Daha önce böyle bir talebimiz olmadı. Nasıl öldüğüne dair bizlere hiçbir bilgi de sunulmamıştı. Elbette ki bu husus soru işaretlerine de sebep olmakta. Bundan sonra meslektaşlarımın talebinin sonuçlanmasını beklerim. Madem bu konu adliye yansıdı oradan bir sonuç beklemek gerekir.”
EREN GÜVEN/ANKARA
Kaynak: https://www.pirha.net/av-senal-sarihan-mezardaki-kisi-fotograftaki-cafer-ercakmaka-benzemeyen-bir-yuzdu-video-309162.html/05/02/2022/?fbclid=IwAR0PijVItAQh1bZi4PT1hHYIhmggrc8UaZWcECsMlWbK0pkGEAOPQfV4QuY